Çelik üreticilerini ithalat korkusu sardı
Çelikte Avrupa liderliğini 2022’de kaybeden Türkiye’de üreticiler ithalatı artırıcı politikalardan şikayetçi. Çelik üreticileri, Rusya, Çin ve Hindistan gibi ülkelerin iç pazarda yük kazanmaya başladığını söylüyor. Türkiye, çelik üretiminde 2020 ve 2021’de Almanya’yı geçerek Avrupa’da birinci sırada yer aldı ve hükümetin ekonomi Politikaları nedeniyle liderliğini kaybetti. Çelik üreticileri, hükümetin stratejik öneme sahip sektörü yeterince desteklemediğinden şikayet ediyor. Son dönemde Rusya, Çin, İran ve Hindistan gibi ülkelerin iç pazarda artan ağırlıkları, Türkiye’nin çelik üretiminde daha da geride kalabileceği endişesini doğuruyor. Rusya-Ukrayna savaşı, küresel durgunluk ve yükselen enflasyon gibi faktörler, Türkiye’nin önemli pazarlarından Avrupa ve Amerika’nın çelik talebinde yavaşlamaya neden oldu. Bu durum üretim ve kapasite kullanım oranlarında düşüşe neden oldu. Türkiye Çelik Üreticileri Derneği’nin verilerine göre Türkiye’nin çelik üretimi 2022 yılında yüzde 12,9 azalarak 35,1 milyon tona geriledi. Talepteki yavaşlama ihracat rakamlarına da yansıdı. TÜİK’in açıkladığı son Ocak-Kasım 2022 verilerine göre çelik sektörü, büyüklük bazında yüzde 17,7 azalışla 19,6 milyon ton, yüzde 5,3 azalışla 21,1 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi.
“Dampingli ithalat önlenmeli”
Çelik İhracatçıları Birliği (CIB) İcra Kurulu Başkanı Adnan Aslan, bu dönemde Rus çelik fabrikalarına uygulanan ambargolar nedeniyle Rusya’dan Türkiye’ye mal girişinde önemli bir artış yaşandığına vurgu yaparak, şunları kaydetti: Türk üreticilerin Rusya’nın agresif fiyat politikasından olumsuz etkilendiği belirtildi. Bu durumun rekabet ve maliyet farklılıkları yarattığını ve iç pazarda yeni dinamikler oluşturmaya başladığını belirten Aslan; Rusya, Çin ve Hindistan gibi ülkelerin iç pazardaki yüklerini artırmaya başladıklarına dikkat çekiyor. Aslan diyor ki:
“Rusya, Çin, Hindistan, İran gibi ülkeler ülkemize dampingli fiyatlarla satış yapmaya devam ediyor. Dengeli ve adil olduğu sürece ithalat elbette gerçekleşecek. Yerli üreticimizin rekabet şansı ellerinden alınmış değil. Bu noktada Türk çelik sektörünün temsilcileri olarak dampingli ithalatın önüne geçilmesi gerekmektedir.Tedbirlerin alınmasını talep ediyoruz.”
“Devletten teşvik bekliyoruz”
Korumacılık tedbirlerinin 2023 yılında da bakanlık üzerinde baskı unsuru olmaya devam etmesi bekleniyor. ABD ve AB’nin uyguladığı vergi ve kotaların devam ettiğine işaret eden Adnan Aslan, “Türkiye olarak biz, almamız gerektiğine inanıyoruz. ciddi bir strateji belirleyip gerekli düzenlemeleri bir an önce hayata geçirin.” Demir çelik sektörünün elektrik maliyetlerinin en yüksek olduğu sektörlerden biri olduğuna dikkat çeken; İngiltere ve Avrupa Birliği gibi birçok ülkede üreticilerin çelik üretiminde kullandıkları güç için devletten takviye aldığına dikkat çekiyor. Hükümeti arayarak “Teşvik paketleriyle destek bekliyoruz” diyen Aslan, hammaddede dışa bağımlılığın yarattığı aksaklıklara da dikkat çekiyor. Aslan, “Bunun için farklı yatırımları hayata geçirmek adına devletimizin desteğiyle sağlayacağımız girişimlerin takipçisi olmak gerektiğine inanıyoruz” diyor.
“Fiyat artışlarıyla rekabet gücümüzü kaybettik”
Sektörde azalan üretim kapasite kullanım oranlarına da olumsuz yansıyor. Hedef pazarlarda artan maliyetler ve daralan talep nedeniyle üreticiler üretim kapasitelerini düşürmeye başladı. Bu durum bazı şirketlerin işçi çıkarmaya kadar varan önlemler almasına neden oluyor. Türkiye Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Veysel Yayan, 2021 yılında yüzde 74,5 olan sektörün kapasite kullanım oranının 2022 yılı sonunda yüzde 62,7’ye gerilediğine dikkat çekiyor. Ağustos 2022’de bir gecede doğal gaz ve elektrik fiyatlarına yüzde 50 zam yapılması departmanda büyük sürpriz yarattığını belirterek, “Bu artış forward siparişlerimizi çok olumsuz etkiledi. Kaybettik” diyor.
“Sektörü desteklemek için kaynak ayrılmadı”
Yayan, bu noktada Türkiye’nin 2022’de üretim liderliğini kaybettiği Almanya’yı örnek olarak gösteriyor ve şöyle diyor:
“Bizden farklı olarak Almanya’da hükümet, Alman çelik şirketlerinin elektrik konusunda yaşadıkları sorunları çözmek için 92 milyar avroluk bir kaynak ayırdı. Bizim durumumuzda sektörümüze kaynak ayırmak yerine AVM’lere uygulanan indirimler bile doğal olarak devam ediyor.” Gaz ve elektrik uygulanmadı, hane halkına ucuz elektrik sağlamanın yükünü devlet taşırken, Türkiye’de bu yükü biz taşıyoruz.”
Ortaya çıkan bu duruma ek olarak son dönemde ithalatta yaşanan artışın öne çıktığına işaret eden Yayan, Çin ve Hindistan’dan yapılan ithalatın yaklaşık üç katına çıktığını belirtiyor. Yayan, “Avrupa’ya, ABD’ye kol kola gidip gidemeyen ülkeler bizim pazarımıza çok rahat girebilir” diyor.
“Özel bir enerji tarifesi olmalı”
Çelik bölümünün yanı sıra, demir ve demir dışı metaller kolu da üretim ve ihracatta geri kalmamak için hükümetten ‘acil’ adımlar talep ediyor. İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Yürütme Konseyi Başkanı Çetin Tecdelioğlu, ihracatçılar olarak rekabetçi oranlara ihtiyaç duyduklarını ve elektrik konusunda şubelere özel elektrik tarifeleri talep ettiklerini söylüyor. Ayrıca finansmana erişimde sorun yaşayan üreticiler ABD, Latin Amerika bölgesi ve Cezayir gibi potansiyeli yüksek ülkelerle süratle Serbest Ticaret Anlaşmaları imzalanmasını talep etmektedir. Tecdelioğlu, bu adımlar atılırsa 2022’yi 14,4 milyar dolarlık ihracatla kapatan faslın 20 milyar dolara ulaşabileceğine dikkat çekiyor.
2021’de Almanya’yı geçti.
1980 yılından itibaren yürürlüğe giren ithal ikameci sistem sayesinde Türkiye, başta İran, Irak ve Kuzey Afrika ülkeleri olmak üzere komşu ülkelere olan çelik ihracatını artırdı. Sonraki 20 yılda Türkiye’nin üretim ve ihracatında büyük artış oldu. 2001 yılında dünyanın en büyük 10. çelik üreticisi olan Türkiye, 2019 yılında dünyanın 8., Avrupa’nın ise 2. büyük üreticisi konumuna yükseldi. 2001’de 15 milyon ton olan Çin ve Hindistan, 2021’de 40,4 milyon tona yükseldi. 2021’de Türkiye Almanya’yı geçerek Avrupa’nın en büyük, dünyanın en büyük yedinci üreticisi oldu. Ancak 2022 yılında bu konumunu kaybederek Avrupa’da ikinci, dünyada ise sekizinci sıraya gerileyen Türkiye çelik sektöründeki büyüme, bugüne kadar büyük ölçüde güçlü yerel tüketimden kaynaklandı.